Göktürk Merkez, Belediye Cd. No: 16/5, 34077 Eyüpsultan/İstanbul info@gokturkisitme.com.tr
İşitme Kaybı Nedir?, İşitme Kaybı Nedir?

İşitme Kaybı Nedir?

İşitme kaybı, dünyada milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Bu durum, bireyin çevresindeki sesleri duyma yetisinde azalma veya tamamen kaybetme ile karakterizedir. İşitme kaybının çeşitli nedenleri, dereceleri ve etkileri vardır. Akademik literatüre dayanarak bu konuya daha yakından bakalım.

İşitme Kaybının Tanımı ve Türleri

İşitme kaybı, işitme yolundaki herhangi bir bölümde meydana gelen sorunlar nedeniyle oluşabilir. İşitme süreci, ses dalgalarının dış kulaktan iç kulağa ve oradan da beyindeki işitme merkezlerine iletilmesiyle gerçekleşir. Bu sürecin herhangi bir aşamasında ortaya çıkan bozukluklar işitme kaybına yol açabilir.

Kısacası işitme kaybı, genel olarak sesin işitme yolundaki herhangi bir bölümde (dış kulak, orta kulak, iç kulak veya beyindeki işitme merkezleri) meydana gelen sorunlardan kaynaklanabilir.

İşitme Kaybı Türleri

İşitme kaybı türleri genel olarak üç ana kategoride incelenir ancak az bilinen bir işitme kaybı türü olan merkezi işitme kaybından da bahsedilmesi gerekir.

İşitme kaybı, meydana geldiği bölgeye ve nedenine bağlı olarak çeşitli türlere ayrılır. Bu türler, işitme kaybının değerlendirilmesi ve tedavi planlarının oluşturulmasında önemli rol oynar. İşitme kaybının başlıca türleri şunlardır:

  1. İletim Tipi İşitme Kaybı (Conductive Hearing Loss)

İletim tipi işitme kaybı, ses dalgalarının dış kulaktan iç kulağa iletilmesi sırasında ortaya çıkan sorunlardan kaynaklanır. Kulak kiri birikmesi, kulak zarı delinmesi, orta kulakta sıvı birikimi veya kemikçiklerin (ossiküler zincir) hareketliliğinin azalması gibi nedenler bu tür işitme kaybına yol açabilir (Peterson, 2017). Bu tür işitme kaybı genellikle tıbbi veya cerrahi müdahalelerle tedavi edilebilir.

Kaynak: Peterson, J. (2017). Fundamentals of Audiology for the Speech-Language Pathologist. Jones & Bartlett Learning.

  1. Sensörinöral İşitme Kaybı (Sensorineural Hearing Loss)

Sensörinöral işitme kaybı, iç kulaktaki tüy hücrelerinin veya işitme sinirinin hasar görmesinden kaynaklanır. Yaşlanma (presbiakuzi), gürültüye maruz kalma, bazı ototoksik ilaçlar veya genetik faktörler bu tür işitme kaybına neden olabilir (Stevens et al., 2013). Bu tür işitme kaybı genellikle kalıcıdır ve işitme cihazları veya koklear implantlar gibi cihazlarla yönetilebilir.

Kaynak: Stevens, G., Flaxman, S., Brunskill, E., Mascarenhas, M., Mathers, C. D., & Finucane, M. (2013). Global and regional hearing impairment prevalence: an analysis of 42 studies in 29 countries. The Lancet, 380(9835), 1143-1150.

  1. Mikst Tip İşitme Kaybı (Mixed Hearing Loss)

Mikst tip işitme kaybı, hem iletim tipi hem de sensörinöral işitme kaybının bir arada bulunduğu durumlardır. Örneğin, hem kulak zarı delinmesi hem de iç kulaktaki tüy hücrelerinin hasar görmesi sonucu ortaya çıkabilir (Clark & Roeser, 2015). Bu tür işitme kaybı, her iki tipin tedavi yöntemlerinin kombinasyonunu gerektirir.

Kaynak: Clark, J. G., & Roeser, R. J. (2015). Introduction to Audiology. Pearson.

  1. Merkezi İşitme Yolu İşitme Kaybı (Central Hearing Loss)

Merkezi işitme yolu işitme kaybı, beyindeki işitme yollarındaki veya işitme merkezlerindeki hasarlardan kaynaklanır. Bu tür işitme kaybı, genellikle nörolojik hastalıklar, tümörler veya travmatik beyin hasarları sonucu ortaya çıkar (Shearer & Smith, 2015).

Kaynak: Shearer, A. E., & Smith, R. J. (2015). Massively parallel sequencing for genetic diagnosis of hearing loss: the new standard of care. Otolaryngology–Head and Neck Surgery, 153(2), 175-182.

İşitme Kaybının Nedenleri

İşitme kaybının birçok nedeni vardır ve bu nedenler yaş, çevresel faktörler ve genetik yatkınlık gibi çeşitli etmenlerle ilişkilidir. Akademik araştırmalar işitme kaybının bazı başlıca nedenlerini şöyle sıralamaktadır:

  • Yaşlanma: Yaşlanma ile birlikte işitme hücrelerinde doğal bir dejenerasyon süreci başlar. Presbiakuzi olarak adlandırılan bu durum, genellikle yüksek frekanslı seslerin duyulmasında zorluk ile başlar ve zamanla ilerler (Cruickshanks et al., 2003).
  • Gürültü Maruziyeti: Uzun süreli yüksek sesli gürültüye maruz kalma, iç kulaktaki tüy hücrelerinin hasar görmesine ve kalıcı işitme kaybına neden olabilir. Endüstriyel çalışma ortamları veya yüksek sesli müzik gibi faktörler bu durumu tetikleyebilir (Nelson et al., 2005).
  • Genetik Faktörler: Bazı bireylerde işitme kaybına neden olan genetik mutasyonlar bulunmaktadır. Bu tür işitme kayıpları doğumdan itibaren mevcut olabilir veya zamanla gelişebilir (Shearer & Smith, 2015).
  • Hastalıklar ve Enfeksiyonlar: Menenjit, kızamık, kabakulak ve kronik otitis media gibi enfeksiyonlar işitme kaybına yol açabilir. Bu enfeksiyonlar iç kulakta veya işitme sinirlerinde hasara neden olabilir (Browning et al., 2010).

İşitme Kaybının Etkileri ve Yönetimi

İşitme kaybı, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Sosyal izolasyon, depresyon, iletişim zorlukları ve bilişsel gerileme gibi sorunlara yol açabilir (Shield, 2006). Bu nedenle, işitme kaybının erken teşhisi önemlidir.

İşitme kaybının türü, tipi ve derecesi işitme cihazı seçiminde çok önemlidir. İşitme cihazı uygulaması bu kriterlere bağlı olarak değişir.

İşitme Kaybının Gerçekten Bir Tedavisi Var Mı?

İşitme kaybı, iletim tipi, sensörinöral ve mikst tip olmak üzere üç ana kategoriye ayrılır. Her bir işitme kaybı türü, farklı yaklaşımları gerektirir. Örneğin iletim tipi işitme kaybı olan kişiye, işitme kaybı var diye hemen işitme cihazı uygulaması yapılmaz. Çünkü bu kayıp kulak kanalında bir buşona bağlı olmuş olabilir. Belki de kulak zarında ya da kulak kemikçiklerinde bir problem olabilir. Bunlara bağlı olarak da tedavi seçenekleri değerlendirilebilir. Ancak sensörinöral ya da mikst tip işitme kaybına sahip kişilerde ise gerekli odyolojik değerlendirmeler sonucunda farklı bir patoloji yok ise bu tarz işitme kayıplarının tedavisi bulunmamaktadır.

Gelin beraber detaylıca her işitme kaybını inceleyelim.

1. İletim Tipi İşitme Kaybı

İletim tipi işitme kaybı, sesin dış kulaktan iç kulağa iletilmesi sırasında ortaya çıkan sorunlardan kaynaklanır. Bu tür işitme kaybı genellikle tıbbi veya cerrahi müdahalelerle tedavi edilebilir.

Tıbbi tedavide örneğin kulak kanalında buşon birikmesi, dış kulak kanalında bir enfeksiyon oluşumu veya orta kulakta sıvı birikimi gibi durumlar, ilaç tedavisi veya basit cerrahi müdahalelerle tedavi edilebilir. Antibiyotikler ve antiinflamatuar ilaçlar sıkça kullanılan tedavi yöntemlerindendir (Browning et al., 2010).

Cerrahi tedavide de örneğin, kulak zarı perforasyonları veya otoskleroz gibi durumlar cerrahi müdahalelerle tedavi edilebilir. Örneğin, timpanoplasti veya stapedektomi ameliyatları, iletim tipi işitme kaybının düzeltilmesinde etkili yöntemlerdir. (Clark & Roeser, 2015).

2. Sensörinöral İşitme Kaybı

Sensörinöral işitme kaybı, iç kulaktaki tüy hücrelerinin veya işitme sinirinin hasar görmesinden kaynaklanır. Bu tür işitme kaybı genellikle kalıcıdır. İşitme kaybının derecesi, tipi ve hastanın yaşına göre işitme cihazı ya da koklear implant önerilir.

3. Mikst Tip İşitme Kaybı

Mikst tip işitme kaybı, hem iletim hem de sensörinöral işitme kaybının bir kombinasyonudur. Ancak şöyle bir örnek vermek gerekirse, orta kulağınızda bir sıvı birikimi olduğunu düşünelim. Buraya kadar iletimsel bir problem olmasından kaynaklı olarak ilaç vb. farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Ancak siz bunu önemsemediğinizde ya da farkına varamadığınızda bu sefer bu sıvı asidik olduğu için kulak kemikçiklerini yavaş yavaş eritmeye başlar ve sonrasında da kemikçiklere gelen sesi tam iletemediğinden kaynaklı olarak belli bir zamandan sonra bu durum mikst tip işitme kaybına dönüşür. Bu tür işitme kayıplarında işitme cihazı uygulaması yapılacakken bazen de kulakta akıntı da olabilir. Ondan dolayı öncelikle gerekli tedavi seçenekleri uygulanmalı ve sonrasında eğer KBB doktoru ve odyolog tarafından da kontrol edildikten sonra işitme cihazı kullanmasında bir sakınca görülmediğinde işitme cihazı uygulamasına geçilmelidir.

Yani kısacası mikst tip işitme kaybı olan bireyler için hem tıbbi/cerrahi müdahaleler hem de işitme cihazları kullanılabilir. Tedavi planı, bireyin spesifik ihtiyaçlarına ve işitme kaybının derecesine göre şekillendirilir (Clark & Roeser, 2015).

İşitme Kaybının Yönetimi veya Rehabilitesi Nasıl Olmalıdır?

İşitme kaybı için sadece işitme cihazı kullanımı değil, aynı zamanda işitsel rehabilitasyon ve psikososyal destek de büyük önem taşır. İşitsel rehabilitasyon, bireyin iletişim becerilerini geliştirmeyi ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Bazı bireylerde işitme kaybından kaynaklı olarak artikülasyon bozuklukları meydana gelebilir. Bu tarz durum her işitme cihazı kullanıcısı için geçerli olmasa da en azından bir ek destek almaları önemlidir.

  • İşitme Terapisi: İşitme kaybı olan bireyler için işitme terapisi, işitme cihazlarının veya koklear implantların kullanımı ile ilgili eğitim ve destek sağlar. İşitme terapisi, işitme cihazlarının optimal kullanımını ve iletişim becerilerinin geliştirilmesini amaçlar (Chisolm et al., 2007).
  • Psikososyal Destek: İşitme kaybı, sosyal izolasyon ve depresyon gibi psikososyal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, işitme kaybı olan bireyler için psikososyal destek ve danışmanlık hizmetleri büyük önem taşır (Shield, 2006).

Kaynaklar

  1. Browning, G. G., Rovers, M. M., Williamson, I., Lous, J., & Burton, M. J. (2010). Grommets (ventilation tubes) for hearing loss associated with otitis media with effusion in children. Cochrane Database of Systematic Reviews, (10).
  2. Chisolm, T. H., Johnson, C. E., Danhauer, J. L., Portz, L. J., Abrams, H. B., Lesner, S., ... & Newman, C. W. (2007). A systematic review of health-related quality of life and hearing aids: Final report of the American Academy of Audiology Task Force on the Health-Related Quality of Life Benefits of Amplification in Adults. Journal of the American Academy of Audiology, 18(2), 151-183.
  3. Clark, J. G., & Roeser, R. J. (2015). Introduction to Audiology. Pearson.
  4. Shield, B. (2006). Evaluation of the social and economic costs of hearing impairment. A report for Hear-it AISBL.
  5. Wilson, B. S., & Dorman, M. F. (2008). Cochlear implants: a remarkable past and a brilliant future. Hearing Research, 242(1-2), 3-21.

 

Boyun ve Omurilikteki Sinir Sıkışmaları İşitme Kaybına Sebep Olur mu?

Boyun ve omurilikteki sinir sıkışmaları, çeşitli nörolojik ve fizyolojik sorunlara yol açabilir. Bu tür sıkışmaların işitme kaybına neden olup olamayacağı, tıbbi ve akademik literatürde tartışılan bir konudur. Bu yazıda, boyun ve omurilikteki sinir sıkışmalarının işitme kaybına neden olup olamayacağını ve bu iki durum arasındaki olası bağlantıları akademik makalelerden alıntılarla inceleyeceğiz.

Boyun ve Omurilikteki Sinir Sıkışmalarının Genel Etkileri

Boyun ve omurilikteki sinir sıkışmaları, genellikle servikal radikülopati veya servikal spondiloz gibi durumlarla ilişkilidir. Bu durumlar, boyun bölgesindeki sinir köklerinin veya omuriliğin sıkışması sonucunda ortaya çıkar ve çeşitli nörolojik belirtilere yol açabilir.

  • Servikal Radikülopati: Servikal omurgadaki sinir köklerinin sıkışması sonucu oluşur ve boyun, omuz, kol ve elde ağrı, uyuşma ve güçsüzlük gibi belirtiler gösterir (Radhakrishnan et al., 1994).
  • Servikal Spondiloz: Boyun omurlarında dejeneratif değişiklikler ve disklerde aşınma sonucunda oluşur. Bu durum, omuriliğe veya sinir köklerine baskı yaparak nörolojik belirtilere neden olabilir (Boden et al., 1990).

Boyun ve Omurilikteki Sinir Sıkışmalarının İşitme Üzerindeki Etkileri

Boyun ve omurilikteki sinir sıkışmalarının işitme kaybına neden olup olamayacağına dair doğrudan bilimsel kanıtlar sınırlıdır. Ancak, bazı çalışmalarda bu bölgelerdeki sorunların dolaylı olarak işitme fonksiyonlarını etkileyebileceği öne sürülmektedir.

  • Vestibüler Sistem ve Servikal Bağlantılar: Boyun bölgesindeki kaslar ve sinirler, vestibüler sistemle (denge sistemi) yakından ilişkilidir. Vestibüler sistemdeki bozukluklar, dengenin yanı sıra işitme fonksiyonlarını da etkileyebilir. Örneğin, servikojenik baş dönmesi olarak bilinen durumda, boyun bölgesindeki problemler dengesizlik ve baş dönmesine yol açabilir, bu da işitme fonksiyonlarını dolaylı olarak etkileyebilir (Hain et al., 2000).
  • Nöral Yolaklar ve İşitme: Boyun ve omurilikteki sinir sıkışmaları, beyne giden ve beyinden gelen sinir sinyallerini etkileyebilir. İşitme yollarının beyine taşınmasında herhangi bir kesinti veya bozulma, işitme fonksiyonlarında azalmaya neden olabilir. Ancak, bu tür doğrudan bağlantılar nadirdir ve daha fazla araştırma gerektirir (Baloh, 1998).

Akademik Araştırmalardan Bulgular

Akademik literatürde, boyun ve omurilikteki sinir sıkışmalarının işitme kaybına doğrudan neden olduğuna dair sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bununla birlikte, bazı araştırmalar, bu tür sıkışmaların dolaylı etkileri olabileceğini öne sürmektedir:

  • Servikal Myelopati ve İşitme: Bir çalışmada, servikal myelopati (omurilik sıkışması) olan hastalarda işitme fonksiyonlarının değerlendirildiği ve bu hastalarda işitme kaybı insidansının arttığı bulunmuştur. Bu durum, omurilik sıkışmasının dolaylı olarak işitme yollarını etkileyebileceğini göstermektedir (Noguchi et al., 1999).
  • Postüral ve Vestibüler İlişkiler: Başka bir çalışmada, postüral bozukluklar ve servikal bölgedeki kas gerginliklerinin vestibüler sistem üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu tür bozuklukların işitme fonksiyonlarını dolaylı olarak etkileyebileceği öne sürülmüştür (Brandt, 2000).

Sonuç

Boyun ve omurilikteki sinir sıkışmalarının doğrudan işitme kaybına neden olduğuna dair kesin kanıtlar sınırlıdır. Ancak, bazı dolaylı etkiler ve bağlantılar olabileceği akademik literatürde belirtilmektedir. Boyun bölgesindeki sinir ve kas problemlerinin vestibüler sistemi ve dolayısıyla işitme fonksiyonlarını etkileyebileceği, bazı çalışmalarda öne sürülmüştür. Daha fazla araştırma, bu iki durum arasındaki bağlantıları daha net bir şekilde ortaya koymak için gereklidir.

Kaynaklar

  1. Baloh, R. W. (1998). Dizziness, hearing loss, and headache. Archives of Neurology, 55(11), 1351-1356.
  2. Boden, S. D., McCowin, P. R., Davis, D. O., Dina, T. S., Mark, A. S., & Wiesel, S. (1990). Abnormal magnetic-resonance scans of the cervical spine in asymptomatic subjects. A prospective investigation. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 72(8), 1178-1184.
  3. Brandt, T. (2000). Cervical vertigo–reality or fiction? Audiology and Neurotology, 5(4), 182-187.
  4. Hain, T. C., Helminski, J. O., Reis, I., & Uddin, M. (2000). Vascular headache and vestibular dysfunction: a retrospective review of 81 patients. Acta Oto-Laryngologica. Supplementum, 544, 27-30.
  5. Noguchi, T., Kawaguchi, M., & Inoue, S. (1999). Auditory-evoked brainstem responses in patients with cervical myelopathy. Spine, 24(15), 1533-1538.
  6. Radhakrishnan, K., Litchy, W. J., O'Fallon, W. M., & Kurland, L. T. (1994). Epidemiology of cervical radiculopathy. A population-based study from Rochester, Minnesota, 1976 through 1990. Brain, 117(2), 325-335.

Eklenme Tarihi:  02.10.2024